Evin en küçüğü ve tek erkek çocuğu olan 22 yaşındaki Mehmet Kocakaya, özel bir şirkette güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu. 15 Temmuz akşamı önce Ankara semalarında alçak uçuş yapan uçakların sesini ardından da televizyondan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısını duydu.
Bir an bile düşünmeden ülkenin geleceği için Genelkurmay Başkanlığına koşan Kocakaya, Genelkurmay önünde helikopterden açılan ateş altında kaldı ve o gece ilk şehit edinlerden biri oldu.
Mehmet Kocakaya'nın babası Mevlüt Kocakaya, darbe girişiminden üç gün sonra oğlunun doğum günü olduğunu, bu nedenle hediyeler alıp hazırlık yaptığını anlattı.
Oğlunun her zaman şehit olacağını söylediğini belirten Kocakaya, "Oğlum her zaman şehit olacağını söylerdi. Ben de 'Askerliğini yaptın, nasıl olacak?' diye sorardım. Allah ona şehitliği nasip etti." dedi.
Darbe girişimi gecesi oğlunun arkadaşlarıyla beraber olduğunu kaydeden Kocakaya, yaşananlara ilişkin şunları aktardı:
"Darbe girişiminin olduğu gece oğlum arkadaşlarıyla otururken olayı öğreniyor. Gazi olan arkadaşıyla beraber ilk olarak Milli İstihbarat Teşkilatının önüne gidiyorlar. Giderlerken önleri kesiliyor. Orada oğlumun 'Vatan elden gidiyor, biz ölmeye geldik, bırakın bizi' dediğini öğrendim. Daha sonra oradan Genelkurmay Başkanlığının önüne gidiyorlar. Burada helikopter tarafında açılan ilk ateş sonucu oğlum başından vurularak şehit oluyor."
Evde olduklarını ve sürekli oğluna ulaşmaya çalıştıklarını dile getiren Kocakaya, "Sabaha karşı kızımın telefonu çaldı. Numune Hastanesinden bir polisin aradığını öğrendim. Arayan polis bana oğlumun yaralı olduğunu söyledi, bizi hastaneye çağırdı. Hastaneye gittiğimde bütün yaralıları aradım ancak oğlumu bulamadım. Daha sonra beni arayan polisin yanına gittim.
Oğlumu sorduğumda polis bana morgda olduğunu söyledi. Morgu duyduğumda hastane benim üzerime yıkıldı. Bu acıyı ancak yaşayan bilir. Daha sonra morgda oğlumu bulduk. Benim oğlum şehit oldu ama bu vatan bölünmez. Bir Mehmet gider bin Mehmet gelir. Benim alnım ak, ben oğlumla gurur duyuyorum. Benim bir oğlum vardı. Benim oğlum ölmedi, şehitlerimizin hiçbiri ölmedi." duygularını sözleriyle ifade etti.
