FETÖ üyelerinin hedef aldığı Ankara Emniyet Müdürlüğünde yaşanan çatışmada şehit düşen Hüseyin Kalkan, 1992’de terörle mücadele döneminde Şırnak Cizre'de göreve başladı. 2 yılık şark görevini bitirmesine rağmen dönmeyen Kalkan, 6 ay daha Cizre'de kaldı. Ankara'ya geldiğinde ise uzun yıllar Milli Savunma Bakanlığı döneminde Vecdi Gönül'ün yakın korumalığını yapan Kalkan, 15 Temmuz darbe girişiminde görevde olmamasına rağmen, evinden çıkarak Ankara Emniyetine koştu. Kalkan, burada darbeci askerlerin tanktan açtıkları ateşle ehit oldu.
Öğretmen olan kardeşi Cengiz Kalkan, 15 Temmuz günü abisiyle yaptığı son konuşmalarını, şöyle anlattı:
"Şehit olduğu gece görevde değildi. Uçaklar alçaktan uçmayla başladığında, abimi aradım. Olayın ne olduğunu sordum. ‘Terör saldırısı söylentileri üzerine uçuyor olabilir' dedi. Saat 23.00 civarında işin rengi iyice ortaya çıkmaya başlayınca abimi tekrar aradım. ‘Göreve çağırdılar, arabam yok, gidemiyorum. Otobüsler çalışmıyor' dedi. O sırada bir arkadaşını aramış. Geçerken beni de al' demiş. Yolda giderken Ankara Emniyetinin bombalandığı haberini almışlar. Arkadaşı ‘geri dönelim' demiş. Abim de ‘Sen gelmeyebilirsin, ben gideceğim. Vatan söz konusu olunca gerisi teferruat' demiş. Ankara Emniyetinin önüne geldiklerinde tankları görüyorlar. Abim nizamiye girişinden ayrılmıyor. 'Asker, polis kardeş' diyerek tankların üzerine yürüyor. O sırada tanktan ateş açılıyor. Yanındakilerin anlattığı göre, abim şehadet ederken gülümsüyormuş, vurulduğunu anlamamışlar. Rabbim cennetine aldı. 25 Temmuz'da tekrar şark görevine Şırnak'a gidecekti. Bizi en çok üzen konulardan biri de üzerinden silahının ve kimliğinin çıkmaması oldu. O gece insanlar vatan için mücadele ederken, birileri de ona sahip çıkanları yağmalamakla meşgul olmuşlar."
